Burada trafik soldan akıyor İngiliz usulü. Eve gelene kadar bayağı bir şaşırttı bizi bu sistem. Auckland kötü trafiği ile meşhur bir şehir. Aslında kent yüz ölçümüne göre çok tenha ancak burada 16 yaşında ehliyet alındığından ve araba bir zorunluluk olduğundan her evde en az 2 araba bulunuyor. Ayrıca toplu taşıma tam bir kabus burada. Yetersiz ve pahalı. Bunun sonucu da araba kullanımı zorunlu hale geliyor. Genelde otobüse bizim gibi yabancılar ve çocuklar biniyor. :) Benzin de TR'a göre oldukça ucuz. Ne acıdır ki petrol kaynaklarına bu kadar uzak bir ülke de petrol bedava gibi birşey. :P Zaten adamlara "4 tl benzin" diyoruz anlam veremiyorlar. Neyse...
Sanırım 5-6 tane toplu taşıma firması var. Hepsi her yere gitmiyor şehri paylaşmışlar. Ayrıca şehir bölümlere ayrılmış. Bir bölgeden başka bir bölgeye gitmek çok masraflı. Sabit ücret yok. Gideceğin yeri şoföre söylüyorsun ona göre sana fiyatını söylüyor ve veriyorsun parasını. Biz mesela Stage5 den Stage1 e gidiyoruz. Kişi başı sadece gidiş için 6.80 NZD veriyoruz. :P Çok pahalı ve otobüs yılan gibi dolanıyor mahalleleri 15 dk.lık yok oluyor otobüsle 70 dk. BERBAT! Ayrıca bu firmalar için ayrı ayrı toplu taşım kartı almak zorundasın. Yani bir tane "kentkart" ya da "akbil" al in-bin yok. Bornova ile Balçova'nın ayrı kartı olması gibi yani. SAÇMAKLIK!
Ancak otobüsler genelde çok dakik ve belediye otobüs şoförleri çok kibar ve yardım sever. Aceleleri de yok. :P Genel olarak otobüse binenler de kibar insanlar. Şoföre iniş ve binişlerde selam veriliyor bazen minik sohbetler ve şakalar bile yapılıyor. :) Maxx.Com'da nereden, nasıl, saat kaçta ve kaç metre yürümen gerektiğini ve ne kadar zamanda gideceğini öğrenebiliyorsun. Bu site olmasa yandın zaten. :P
Özet geçersek; Ulaşım yetersiz ve pahalı. Benzin ucuz, araba ucuz. Park yeri sorunu her büyük şehirde olduğu gibi ve pahalı. Auckland geniş ve karmaşık bir yol sistemine sahip.
Devam edecek...